Bir köy düşünün,köyler düşünün insanları kaderine,kimsesizliğe terk edilmiş!
Bir köy düşünün,köyler düşünün koskoca bir şehrin kanalizasyon pisliğiyle boğuşmaya mahkum edilmiş!
Bir köy düşünün, köyler düşünün, yıllardır her yaz geldiğinde insanları ölüme kadar götüren hastalıktan yataklara düşeren..
Evet Mülk Göleti ve çevresindeki köylerden bahsediyoz..
Özellikle de Mülk köyünden..
Yıllarca ölüm yayan, talihsiz ve kimsesiz köylülere adeta kan kusturan Mülk Göleti pisliğinden bahsediyoruz!
Bu garabetle ilgili şimdiye kadar yüzlerce haber yapıldı, olmadı!
Köylüler, onlarca kez seslerini duyurmak için yol kapatma eylemi yaptı olmadı,milletvekillerine, valilere başvurdular olmadı..
Hatta..
Yıllardır o pislikten dolayı onlarca “canını” verdi yine olmadı!
Bunlar seslerini duyurmaya yetmedi!
Vatandaşlar kanser, sarılık gibi hastalıklarla boğuşmaya devam ediyor..
Hangi dinin kitabında yazar binlerce kişiyi bir ilçenin pisliği ile yaşamaya mahkum edilmek.
Ben bu satırları yazarken utanıyorum, biz utanıyoruz ama bu insanlara bunu reva gören “yetkililer” belliki bir gram utanma ihtiyacı hissetmiyorlar!
Dağları delip duble yol yapanlar, denizin altından metro, yol geçirenler, Kahta'ya Nissibi köprüsünü dikenler ne hikmetse bir avuç gölete bir çare bulamadı!
Yıllardır yüzbinden fazla kişinin kanalizasyon pisliğini çekmek zorunda bırakılan zavallı köylülerin tek suçu orada doğup yaşamak zorunda olmak!
2014 yılında,güya, ıslah edilmesi için karar çıkmıştı.
Hatta,siyasilerimiz defalarca yerinde incelemelerde bulunarak açıklamalarda bulundular.
Geçtiğimiz yıla kadar birçok toplantı da yapıldı ama sadece toplantı yapılmasıyla kaldı!
Ama gelinen noktada sonuç;elde var sıfır!
Sayın Cumhurbaşkanımızın sık sık dile getirdiği,”İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” felsefesinden bihaber olan beyler bu garabet karşısında sadece konuşmakla yetiniyorlar.
Burda insanlar “zulüm” görüyor!
Yazık!
Koskoca bir devlet nasıl olur da bir gölete çare bulamaz?
Bu insanlık ayıbını bu vatandaşara reva görenler, bu pisliklerden kaynaklanan ölümlerin, hastalıların da suç ortağı aynı zamanda!
Gelin bu pisliği kaldırın artık burdan!
Bu insanlara,en doğal hakları olan insanca yaşama hakkını geri verin!
Geçtiğimiz yılarda o zulmü yaşayan vatandaşlardan biri,Ankara'daki beylere ithafern,”Baraja yakın bir yerde pis kokulardan dolayı bir bardak çay içecek kadar sürede durabilirlerse hiçbir şey istemiyoruz” demişti.
Yine bir başka köylü ‘’ Eger maksat bizim yaşama hakkımızın elimizden alınması ise bir kimyasal bomba ile topluca çözüm bulsunlar’’ diye isyan etmişti.
Haksız mı?
Peki durabilirler mi?
Duramazlar!
Artık laf değil, icraat zamanı..
Mülk Göleti’nin sebep olduğu bu insanlık dramının mağdur köylerde bir toplumsal infiale, patlamaya sebep olması an meselesi…
Bu Ramazan ayında hanginiz bir gece orada iftarınızı açabilrsiniz. Kimse ben o iğrenç ölüm kokan gölün yanında iftarını açarım diyemez..
Öyleyse daha fazla zulme seyirci kalmayınız ve Kaldırın artık bu pisliği!