HDP Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırım, Benim için yas, Torba Yasa’da tütüne gelen yasaktır dedi.
Yıldırım'ın Tütün Açıklaması

  HDP Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırım, “Benim için yas, Torba Yasa’da tütüne gelen yasaktır” dedi. Tütün yasağına ilişkin açıklamalarını sürdüren Yıldırım, “Emekçiyi, köylüyü, dar gelirliyi ezmeye yönelik holdingleri ve sermayedarları koruyan, kollayan 125 maddelik bu yasa tasarısında, Adıyaman’ı çok yakından ilgilendiren, Adıyaman’ı derinden yaralayan tütün konusunda halkımın sesi soluğu olmaya çalışıyorum. Onun için Adıyaman yöresinde de çok kullanılan Kürtçe bir atasözü, deyim ile sözlerime başlamak istiyorum. ‘Çuna Şune Miriya Herkes Miriyi Xwa Ra Giriya (Yas yerinde herkes kendi ölüsüne ağlarmış) Benim için yas, bu torbada tütüne gelen yasaktır. Tütünün önüne çekilen settir. Adıyaman’ın can damarı olan tütünün bitirilmesidir” diye konuştu. “TÜTÜN ÖLDÜ”  Yıldırım, şöyle devam etti: “Öncellikle halkın haklı talepleri için yaptığı eylem ve etkinlikleri sindirmeye yönelik tavır gösteren, AKP zarar görmesin, AKP’li vekiller yıpranmasın düşüncesinde olan, AKP’yi Adıyaman’ın menfaati önünde tutan kişi ve kesimler‘’onlar kendilerini bilir’’ gözünüz aydın, bakın tütün öldü. Yok, tütün yasaklanmıyor, önü açılıyor diyenlerin kim olduğunu halkımız çok iyi biliyor. Tarih de bunları yazıp, yargılayacaktır. Kooperatifler aracılığıyla tütünün önünü açıyoruz yalanını uydurdunuz, bu yalana kendiniz inandınız, çevrenizi de inandırdınız, şimdi de gariban halkımızı inandırmaya çalışıyorsunuz. Daha öncede söyledim, şimdi tekrarlıyorum. Bu iktidarın bir hastalığı var, Hastalığın adı; “Mitomani” yani söylediği yalana inanma hastalığı.” “TÜTÜN İÇİN DE ÇOK YALAN SÖYLEDİNİZ” Amerika’da görülecek Rıza Sarraf davasını hatırlatan Yıldırım, ”Yaptığı usulsüzlükler, rüşvetlere bile kılıf uydurmaya çalışan bir iktidar ve çamur medyası var. Şimdiden “Rıza Sarraf’ı yargılayan hâkim ve savcılar Fetöcü” yalanına sarılıyor. Buna inanmaya çalışıyorlar, halkı da buna inandırmaya çalışıyorlar.  Ama orası Türkiye değil. Yargıyı etkileyebileceğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Gizli pazarlıklar için Amerika’ya gidip gelmeleriniz fayda etmez umarım. Tütün için de çok yalan söylediniz.  Halkı dinlemediniz yandaş STK’larınızla size yakın kesimlerle konuşarak, allem edip kullem edip tütünün önüne set çektiniz. Eğer halkı dinleseydiniz üreticinin de, küçük esnafın da, tüketicinin de kabul edeceği, size sunduğumuz 11 maddelik önerilerle bu sorunu çözebilirdik” şeklinde konuştu. “YERLİ TÜTÜNÜN ÜLKEDE OLUŞMUŞ FİİLİ BİR PAZARI VAR” Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şimdi öyle bir proje, öyle bir üretim alanı düşünün ki, köyden kente göçü engellesin. Sosyal dokuyu korusun. Ciddi bir istihdam alanı yaratsın. Üretici emeğinin karşılığını aldığı için kazansın. Esnaf ticaretini yaptığı için kazansın ve tüketici ucuza mal ettiği için, cebinden tasarruf ettiği için kazansın. Ayrıca ceza ile yasaklarla önlemeye çalıştığınız yurtdışından getirilen sigara kaçakçılığını önlesin. İşte sarmalık kıyılmış tütün üretimi ve ticaretinin fiili olarak, hali hazırdaki durumu bu. Peki, böyle hem üreten açısından hem tüketen açısından kazandıran bir projeye, üreticisinden tüketicisine kadar, küçük tütün esnafını da kapsayacak şekil de bir yasallık kazandırmayı niye düşünmezsiniz? Bu durumdan üretici, sarmalık kıyılmış tütün satan küçük esnaf ve bunu tüketen vatandaş memnun. Peki, kim rahatsız? Yabancı sigara firmaları rahatsız, sigara kaçakçıları rahatsız, vergi alamadığı için hükümet rahatsız. Sigara kaçakçıları kazansın diyecek kimse yok zaten. Geriye yabancı sigara firmalarının kayıpları ile vergi kaybı sorunu kalıyor. Çok milli olduğunuzu iddia ediyorsunuz, yabancı sigara firmalarının kaybını, orayı da geçtim. Vergi kaybına, kayıt dışılığa ilişkin olarak; Vergi kaybım var diye, yerel üretimi bitirerek bunu temin etmeye çalışmak zaten akıl karı değil.  Ha illa vergi alınacaksa da, buna da kimsenin itirazı yok, ancak milli ve yerli olmanın gereği olarak; Yerli tütünün ülkede fiili olarak oluşmuş bir pazarı var. Tütün üretiminden tüketimine kadar oluşan bu fiili durumu yasal hale getireceksiniz. Az vergiyle, kendi üreticisini ve kendi insanını destekleyerek yasal güvence vereceksiniz. Çözüm burada, yoksa yasaklayarak, vergi oranları belirsiz kooperatif seçenekleriyle, insanlara açlığa sefalete mahkûm ederek bir çözüm yaratamazsınız. Bu problemin çözümü küçük çiftçiye, üreticiye ve esnafa yasak getirmek değil mevcut üretim ve pazarını yasal hale getirmektir.”  

Editör: İsmail KAYA

Bu Habere Tepkiniz Nedir? Bu haber 2017-11-23 14:43 tarihinde yayınlandı. 3200 Defa okundu.