Dün Erdoğan’a verilen ceza da siyasi idi hukuki dayanaktan yoksundu bugün İmamoğlu’na verilen ceza da siyasi ve hukuki dayanakları kamuoyu vicdanını tatmin etmiyor.
Kemal Çetinkaya

Kemal Çetinkaya

kemalcetinkaya@kahtahaber.com


Beş bin senelik kıssa, yarım hisse mi verdi. Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar. Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi.( Mehmet Akif Ersoy)

Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken okuduğu bir şiir nedeniyle hak/hukuk/adalet kavramları ayaklar altına alınarak  hukuksuz bir şekilde ceza aldı ve cezaevine konulup belediye başkanlığı görevinden  alınarak hakkında  siyasi yasak  getirildi.

O günkü siyasi irade, üst akıl, vesayet   ve güç odakları  belki farkına varmadan muhtar dahi olamaz dedikleri Erdoğan‘ı 6 ay süreyle Sivrihisar cezaevine koymakla geleceğin liderini belirlediler ve ülkeyi 20 yıl tek başına yönetme imkanı sundular.

Erdoğan, Büyükşehir Belediye Başkanlığının bulunduğu Saraçhanede seçmenlerine, sevenlerine  ve arkadaşlarına yaptığı konuşma ile yol haritasını şekillendirmiş ve yeni kuracağı siyasi hareketin fitili ateşlemiştir.

Aradan yaklaşık yirmi beş yıl geçti, yine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yine  Saraçhane   tiyatro aynı senaryo aynı sadece figüranlar farklı  bu defa Ekrem İmamoğlu, belediye başkanı seçildi seçim iptal edildi, seçim yenilendi yeniden İmamoğlu açık bir fark ile tekrar seçimleri kazandı ve Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.

Ekrem İmamoğlu Büyükşehir Belediye Başkanı Seçildiği günden beri hem iktidarın, hem partisinin ve Türkiye’nin siyasi gündeminden hiç düşmedi ve gündemde  kalmak için de gerekeni yaptı.

Yüksek Seçim Kurulu Üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle ceza aldı ve cezası kesinleşmedi adli süreç devam ediyor.

Ekrem İmamoğlu Büyükşehir Belediye Başkanı Seçildiği günden beri  gözü  mensubu bulunduğu partinin genel başkanlığında ve Cumhurbaşkanlığı  adaylığındaydı.

Saraçhanede yapılan  miting de  ve verilen mesajlar ile  Ekrem İmamoğlu yeni bir yol haritası ile yeni siyasi hedefleri için start vermiş bulunmaktadır.

Öyle anlaşılıyor ki ülkedeki vesayet ve güç merkezleri Kasımpaşalı  Karadenizliden umudunu kesmiş olmalılar ki yine yeni bir Karadenizli  ile yollarına devam etmek istiyorlar.

Dün Erdoğan’a verilen ceza da siyasi idi hukuki  dayanaktan yoksundu bugün İmamoğlu’na verilen ceza da siyasi ve hukuki  dayanakları kamuoyu vicdanını tatmin etmiyor.

Ülkemizde şöyle bir hastalık hasıl olmuş; sadece kendisine haksızlık yapılınca hak/hukuk ve adalet akla gelmektedir.

CHP başta olmak üzere tüm muhalefet parti ve liderleri halkın iradesine sahip çıkmak gerekçesiyle  Ekrem İmamoğlu’na destek amacıyla Saraçhane gittiler, iyi de yaptılar olması gereken budur zaten .

AMA ; Yıllardan beri bu ülkede Parlamentoda  milletvekilleri  polis marifetiyle göz altına alınıp tutuklandı,

Doğu ve Güneydoğu Anadolu  Bölgesinde  60’a yakın seçilmiş belediye başkanı ve meclis üyeleri, bunların üçü büyükşehir belediye başkanı olmak üzere  görevlerinden  alınarak cezaevine konuldu  ve yerlerine kayyum atandı,

Bir siyasi parti genel başkanı meclisten alınıp cezaevine konuldu ve halen ceza evinde  tutuklu,

Binlerce insan haksız ve hukuksuz bir şekilde kamu görevlerinden KHK ile ihraç edildi,

CHP ve Yönetimine soruyorum yıllardır hak/hukuk/adalet ve hukuk kuralları hiçe sayılarak halkın iradesi ayaklar altına alınarak altı milyon seçmen iradesi için ne yaptınız?

Ali Babacan’a soruyorum yılarca iktidar partisinde en üst düzeyde bakanlık yaptınız ve şu anda bir partinin genel başkanısınız yıllardır hak/hukuk/adalet  hukuk kuralları hiçe sayılarak halkın  iradesi ayaklar altına alınarak   altı milyon seçmen iradesi için ne yaptınız?

Ahmet Davutoğlu’na soruyorum yılarca iktidar partisinde genel başkanlık ,başbakanlık ve bakanlık en üst düzeyde görev  yaptınız ve şu anda bir partinin genel başkanısınız yıllardır hak/hukuk/adalet  hukuk kuralları hiçe sayılarak halkın  iradesi ayaklar altına alınarak   altı milyon seçmen iradesi için ne yaptınız?

Halkın iradesine sahip çıkmak demek  sadece yeşil sermayeli burjuva  ile Beyaz Türk Burjuva sınıfı iradesine sahip çıkmaktan ibaret olmamalı, tüm halkın iradesine sahip çıktığınız sürece seçmen ve  toplum nazarında inandırıcı olursunuz.

Cumhuriyet tarihinin iç bir döneminde son iki yıldır ülkemizde meydana gelen hayat pahalılığı, enflasyon, belirsizlik, kuralsızlık ve düzensizlik yaşanmamıştır.

Bunca sıkıntılara rağmen halen seçmen ve toplum muhalefete güvenmiyor ve muhalefet partileri de topluma güven vermiyorlar ise bunun temel nedeni yukarıda saydığım çifte standart ve muhalefet partilerin ürkek ve  basiretsiz davranışlarından kaynaklanmaktadır.

Bu Yazıya Tepkiniz Nedir? Bu yazı 3 ay önce yayınlandı. 777 Defa okundu.